Az önce geldi dedim sen benim zevkime güvenmiyor musun seçmeye beni değil de aileni götürüyorsun dedim. Sen kimsin ki diyor. Annemle kardeşlerime laf edemezsin senin haddin değil diyor. Eski karım ve nişanlım senden bin kat iyiydi diyor. Git benimle konuşma dedi. Deli engelli dedi. Hepsi neden oluyor biliyor musunuz eğlenceli bir yapıya sahip olduğum için burdaki bazı beni sevmeyen insanlar eşimin lafını büyük bir ihtimalle destekleyecek. Ben yaşayamadığım çocukluğuma neşe borçluyum. İçimdeki çocukluğum hep üzülüyor ona kocaman bir çocukluk borçluyum ben. O yüzden her daim deli dolu olmam lazım gibi hissediyorum. Bir anda güzel giden her şey üstüme yıkıldı yine. Ben artık kabul ediyorum mutluluk bana hiç yakışmıyor. Neşeli olmak bu kötü hayatımın içinde bir yama gibi duruyor. Ben yamalı bir neşeye sahibim. Olmuyor üstüme yakışmıyor. Düşünün ki normal bir gün geçirsem şaşırıyorum çünkü ben acıya bağışıklık kazandım. Acı olmadığı zaman hayatım normal gitmiyor gibi hissediyorum. Acı insanı güçlendirir. Bana hep psikolojik tedavi al diyorlar burdaki bazı insanlar. Bilmiyorlar ki ben psikolojik hastaların eseriyim. Sevgi eksikliği dünyanın en büyük eksikliğidir. Bazen görmemek lazım duymamak lazım hissetmemek lazım. Beni artık böyle bir şeye dönüştürdüler. Görme duyma hissetme. Görürsen üzülürsün, duyarsan yıpranırsın, hissedersen kanarsın. İçimde kıyamet kopuyor ama dışım güllük gülistanlık. Benim değerim hep iş işten geçtikten sonra anlaşıldı.