İçeriğini bilmediğimiz, üreticisiden sağlık bakanına kadar kimsenin sorumluluk almadığı ruhsatı bile olmayan sıvıyı enjekte edilmesi ne kadar doğru, bilmem. Güya gönüllülük esasıydı ama insanlara zorbalıkla yıldırma politikası baskı ile, yaptırmayanı düşman gibi gösteren bu sistem ne kadar doğru, içimde paraben bile olsa Kullanmadığımız ilaçları bile almazken içeriğini bilmeden RNA mızın değişimine sebep veren bir sıvıyı enjekte etmek ne kadar doğru, bilmem.Yaratılışımızın RNA sını bozan, bir zamanlar fahrettin beyin şiddetle karşı olduğu MRNA aşılarını şimdi kendisinin açık açık tehdit ile enjekte edilmesi ısrar etmesi ne kadar doğru, bilmem. Ve öyle bir virüs düşünün ki sizde olup olmadığını bilmem için beyin bariyerinizi zedeleyerek örnek alınmasını yani PCR isteniyor. bu testin sahibi bile açıkladı hastalığa sahip olup olmadığınızı söylemez diyor, geçersiz olduğunu söylediği halde ısrarla istenmesi. Öyle planlı bir zaman ki Yemek yemek için mekana maske ile giriyorsunuz
,kapalı alanda saatlerce maskesiz oturuyorsunuz ama tertemiz mis gibi açık havada o ağız torbasını takıyorsunuz. Her sene yaşanan grip salgınını unutturuyor. Kanserden ölen bir hastayı unutturuyor. Ve diğer tüm hastalıkları ertelettirip randevu muayene bile alamıyorsunuz. Öyle bir zamana geldik ki akledebilmek şuurlu olmak anormal sayılıyor. Aklını kullanabilen sorgulayan kişiler PARONAYAK olarak sayılıyor.
BAŞKA DA DİYECEK SÖZÜM YOK, BİRAZ DÜŞÜNÜN DERİM...