SABIR: MUSİBETİN İLK ANINDA - Başımıza gelen musibetleri sabır ile karşılamak muhakkak kolay değildir. Bununla birlikte karşılaşılan üzücü olaylar karşısında metanetli davranarak musibetin ilk anından itibaren sabra sarılmak tavsiye edilmiştir. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s.) bir gün, kabir başında ağlayan bir kadına rastlamıştı. Ona doğru yaklaşarak acısını hafifletmek için “ Allah’tan sakın ve sabreyle ” tavsiyesinde bulundu. Ancak çocuğunu yeni kaybetmiş olan anne, acısının tazeliğinden dolayı kendisine nasihatte bulunanın Allah Resûlü (s.a.s.) olduğunu anlayamamıştı. “Sen benim derdimle dertlenmedin, acımı bilemezsin” diyerek Hz. Peygamber’i tersledi ve yanından uzaklaşmasını istedi. Bu gelenin Allah Resûlü olduğunu öğrenince de hatasını anlayarak derhal onu bulmaya gitti. Hz. Peygamber’in (s.a.s.) yanına varınca, kendisini tanıyamadığını belirterek söylediği sözlerden ötürü pişmanlığını dile getirdi. Bu durum karşısında Resûl-i Ekrem (s.a.s.) ise “Sabır, musibetin geldiği ilk andadır.” buyurarak asıl sabrın kişinin acısı tazeyken gösterdiği sabır olduğunu vurguladı (Buhârî, Cenâiz, 31).