Kızlar beni dedem ve babaannem büyüttü. Rahmetli dedem bana asla kıyamazdı. Üstüme aşırı düşerdi. İkisinide çok severim ama kızlar babaci oluyor genelde bilirsiniz benim dedemle aramdaki bağ çok başkaydı. Küçükken dedem ve babaannemin arasında uyurdum dedem astım hastası olduğu için bazen nefesi çıkmazdı hiril hiril ötedi ben hep o ölecek diye sabaha kadar yorganın altında ağlardım küçüktüm. Taş çatlasın 8 yaşımda falandim. Hep Allaha dua ederdim "allah'ım ben 21 yaşıma girince dedem ölsün şimdi ölmesin" derdim. Sanıyordum ki 21 yaşıma girdiğimde büyük birisi olacağım. 21 yaş bana çok büyük geliyordu. Gel zaman git zaman 2017 yazı dedem sürekli kafam ağrıyor diye tutturdu. Midem bulanıyor diyordu. Ama biz normal hastalık zaannetik. 1 ay böyle devam etti 1 ay sonra kendi kendine yürürken dusmeye başladi. Doktora götürdük tümör dedi. Çok basit bir yerde ama hastanın yaşı ve astım hastası olması nedeniyle anestezi doktoru bu ameliyatı yapmaz göze alamaz dedi. Götürmedik hastane kalmadı özel devlet neresi denk gelirse. Bu böyle 2018 ocak ayına kadar devam etti ve yatalak oldu. Felç oldu çünkü tümör beynin sol kısmındaydi. Sinirlerde beynin solunda olduğu için ve yaşı nedeniyle boyundan aşağı komple felç oldu. Ben baktım bir çocuk gibi besledim altını değiştirdim pişik kremini sürdüm banyosu saç sakalı derken hep ben traş ettim. 2018 temmuz ayında dedemi amcamla yengeme bıraktım ( aynı evde yaşıyorduk) halam bizdeydi 10 gün köyde. Beni hava almak amaçlı yaşadığı yere Eskişehire götürdü. Dedem yatalak olduğu süre boyunca ettiğim tek dua ölümünü görmemek oldu. Ölümünü görmek istemiyordum. Korkuyordum çünkü en çok sevdiğim insanın acı çekmesini izlemek beni kahrediyordu. Cumartesi gittim Eskişehire salı günü dönecektim. Yani 4 gün kalacaktım. Pazartesi akşam amcamın evine gittim kalmaya amcamlar beni yemeğe aldılar. Yengemle oturmuş TV izlerken yengeme dedim ki içimde kötü bir his var sanki dedem öldü. Herkes sustu. Yengem dedi ki ağzından yel alsın. Ve bunu konuştuktan 5 dakika sonra ölüm haberi geldi. Ama bana kimse öldüğünü söylemedi. Apar topar yengem oğlu ve gelini hazırlandı noluyo dedim dede hastalanmış hoca başında kuran okuyormuş ne olur ne olmaz gidelim bakalım dediler. Benim içime kuşku düştü ama hiç ihtimal vermedim. Daha doğrusu vermek istemedim. Halamida aldık evinden yola çıktık. Herkes ağlıyor ama gecenin 2 si olduğu için ben görmedim agladiklarini meğer sessiz sedasız ağlıyorlarmiş. Ben kendimi arabadan atarım diye korkmuşlar. Neyse köye girdik araba bizim evin önüne varmadan "ölüm kokuyor sanki toprak dedemi almış gibi mis gibi kokuyor" dedim. Dememle birlikte halam bas bas bağırdı ağlayarak. Arabayı amcamın evinin önüne çektik. Bagajdan poşetimi aldım. Amcamın eviyle bizim ev arkalı önlü köyde. Poşetimi aldım 15 adım attım atmadım bizim havluya girdim. Girmemle birlikte morg aracını gördüm. O an çantamı fırlatmışim eve koşmuşum evin içine girip herkese saldırmışım. O anları hiç hatırlamıyorum yengem anlattı. Altıma işemişim korkudan. Bayılmışim tokat atmışlar su dökmüşler. Kendime geldiğimde herkes başımda ağlıyordu. Dedem ölmedi dedim. O gece sabaha kadar sayiklamişim. Salı öğlen defnedilmeden önce morg aracında dedemi görmek için götürdüler beni iki basamağı çıktım dedem bir masanın üstünde ama sadece kafasının üstünü ve burnunun ucunu gördüm. O an kapıda 400 kişi vardı rahat. Ben giderken herkes susmuştu ağlıyordu. Dedemi gördüğüm an kriz geçirdim Bayılmışim amcam kucağına almış ağlayarak bağıra çağıra millet hep başıma toplanmış. Uyandığımda herkes başımdaydi. Her şey allahtan geliyor kızım dedi bir amca. Beni uyandırmak için. Hayır dedim o benim babamdi. Ben bunu söylediğim an bütün köy o gün bu cümleme ağladı. Herkeste bir feryat ama o an ben ağlamadım başım dikti. Ben dedemin kızıyım kimse ağlamasın dedem bugün en güzel mertebeye ulaştı dedim. Ama herkes hala ağlıyordu. Ben 21 yaşımda dedem ölsün diye dua ettim ve dedem tam 21 yaşımda öldü. Ben ölümünü görmemek için dua ettim ve ölümünü görmedim. Şuan üzerinden 2.5 yıl geçti. Hep rüyamda görüyorum ama geçen gün gördüğümü asla unutmam. Benden su istedi su verdim suyunu içti bana sarıldı ve dedi ki senin yerin orda çok güzel. Üzülme dedi. O an uyandım ama kokusu gerçek gibiydi. Hayatınızda sevdiğiniz insanların kıymetini bilin. En ufak şeylerde sinirlenmeyin. Kavga etmeyin çünkü hayat öyle kısa ki insan sevdiğine doyamadan ölüm dört koldan hayatınıza giriyor. Ve o an öyle bir boşluk oluşuyor ki yüreğinizde ne olursa olsun yeri asla dolmuyor. Evet unutulmuyor ama hayat o kadar gaddar ki sizi bu acıyla yaşamaya alıştırıyor. 3 evladım oldu benim birini toprak aldı.