Bir kıssa var bilmem biliyor musunuz?
Vaktinde çobanın biri namaz kılarken oradan geçen bir alim çobanın namazını izliyormuş, bakmış ki rüku secde hak getire... Tadil-i erkan denilen ve yapılmadığı takdirde namazı bozan 5 kuralı da çiğnemiş. Üstüne bir de kıyafetleri de epey pismiş. Selam verdikten sonra usulca yanına sokulup güzel bir üslupla namazı yanlış kıldığını söyleyerek doğrusunu tarif etmiş. Tabi çobanın ilk namazı değil, seneler boyu böyle kıldığı için oturmuş, başlamış ağlamaya. Alimi evine davet etmiş, yedirmiş, içirmiş, yatırmış. Ona doğrusunu öğreten insana hürmet göstermiş. Kendi yatağında önceki namazları için tövbeler ederken alim bambaşka bir rüya alemindeymiş.
Allahü teala rüyasında ona sertçe nida ediyormuş. "Sen kulumla benim arama neden girdin?" Tabi alim rüya gereği soranın harften sesten uzak olmasından dolayı Allah olduğunu anlayarak titremiş. "Onun yanlış kıldığı 2 rekat namaz, benim katımda senin kıldığın tüm namazlardan daha efdal." Tabi alim kan ter içinde uyanmış bakmış sabah namazı, çoban kapısında bekliyor. Uyansın da ona doğru kılınışı göstersin diye.
Alim yüzü gözü bembeyaz bir halde korkarak odadan çıkmış ve çobanın ellerini tutarak yalvarmış. "Allah rızası için söyle, namazı nasıl kılıyorsun?" Çoban bu soruya çok şaşırsa da cevaplamış. "Namaz boyunca yalnızca Allahı düşünüyorum, onunla konuşuyorum."
Alim kendi namazına binbir dert kattığı için kabul olmadığını anlamış ve çobana dönmüş. "Nasıl biliyorsan öyle kıl, hadi eyvallah." Hemen yoluna gitmiş.
Yani kıssadan hisse; Kıldığımız namazın hareketleri ELBETTE çok önemli, mutlaka öğrenmemiz gerekir ama esas kabul edilmesini sağlayan şey Allah'ındır huzurunda olduğumuzu bilmek ve ona göre haddimizi aşmamak. Böyle kılın ama öğrenin de. RABBİM İÇİNİZDEKİ AŞKIN ATEŞİNİ ÇOĞALTSIN. AMİN