Biliyorum üzerinden 6 ay geçti ne alaka diyebilirsiniz ama emin olun biz hala o gündeyiz, aşamıyoruz.
6 şubat depreminde kayınvalidemi kayınbabamı eşimin erkek kardeşlerini (yaşları 5-19) kaybettik. O gün sadece sevdiklerimizi değil ruhumuzu da gömdük sanki toprağa, bomboş yaşıyor gibiyiz şimdi. Deprem zamanı 6 aylık hamileydim evimiz bir kat çöktü ağır hasar aldı yaşayacağımız varmış diyorum. Kayınvalidemler... tuzla buz oldu apartmanları kaçak yapımmış. 13 katlı bina yerle bir oldu... Kayınbabamla küçük kardeşimizi 2. Gün buldular ama kayınvalidemleri bulmaları bir haftadan fazla sürdü. Eşim o kadar zaman her gün gitti enkaza. Yeri geldi çaresiz bekledi yeri geldi umutlandı ama çok zordu. Çıkan insanlar o kadar kötü hallerde bulunuyordu ki onların arasında aileni aramak... Allahım nasıl bir acı diyorum kendi kendime. Nasıl ayakta durabildi bunca zaman? O zamanlarda bile hamileyim diye bana hiçbir şey söylemedi yanımda ağlamamaya çalıştı. Hatta vefat haberlerini bile saklamaya çalıştı bu nasıl bir dayanma gücü Rabbim diyorum. Üzerine kayınbabamın işlerini, kişisel borçlarını üstlendi. Acısını bile yaşayamadan yoğun bir çalışma temposuna girdi etrafında aç kurt gibi işine göz dikenlerle cebelleşti. Babasının hakkını gözetmek için çalışıyor çabalıyor gecesi gündüzü bir oluyordu. Hamileliğimin son aylarında ben annemlerin yanında başka ildeydim 20 güne bir anca geliyordu. Çok üzülüyordum. Ramazan ayında bir gün telefonda konuşurken dedi ki "iftar vakti dolandım durdum öyle gideceğim kimse yoktu" Sadece bu cümleye iki gün aralıksız ağladım. Hamileyim diye stresi ağlamayı durdurmaya çalışıyordum ama nasıl dayanır insan? Üzerine bir de uzaktaydık kendimi suçlu hissediyordum ama yapılabilecek bişey yoktu kendisi istemedi beni antakyanın durumu yüzünden. Kendimi çok yorgun hissediyordum çünkü hamileliğin son ayları insan eşine daha çok ihtiyaç duyuyor sonra kendime diyordum ki bencillik etme kocanın durumunu düşün. Onunda bana ihtiyacı vardı belki de ama hamileydim işte hatayda da doğum imkanı zordu. Hamileliğim boyunca hep onsuz doğum yapmaktan korktum biliyorum sancılarım başlayınca bile çıksa yetiştirdi ama insan o zamanlarında yanında istiyor. 41. haftam geldi normal doğum bekliyorduk bebek inmedi bir türlü. Sonra eşim geldi bebeğimiz aynı onun geldiği gün indi ertesi gün doğumum başladı. Şükür diyorum bu heyecanları onunla yaşadık, onunla beraber hastaneye koştuk. Devlet hastanelerinde doğum acile erkek girmesi hatta refakatci girmesi yasak. Ama eşim doğuma kadar benimleydi. Ikimizde hemşireyiz ve staj yaptığımız bir hastaneydi az buçuk hemşireleri ve staja gelen hocaları tanıyorduk. Beni içeri aldıklarında hemşireyle sohbet ederken hep eşimi sordum. Sancımı kendimi hiç düşünmüyordum çünkü biliyordum o dışarıda ağlıyordu yalnız hissediyordu. Hemşireye durumumu anlatıp rica ettim kırmadılar sağolsunlar. Yanıma geldi bütün sancıları beraber atlattık. Çok güzel anlardı ama tadını alamıyorduk çünkü eksiktik. Ama ne o belli etti üzüldüğünü ne de ben. Hatta bu kadar acının arasında öyle ince hareketler yapıyordu ki ne kadar düşünceli diyordum ne kadar seviyor beni. Eşim hayatımda tanıdığım en ince düşünceli insan. Zaten bu zamana kadar hep duası canımızın sağlığı olurdu. Ne zaman başımız sıkışsa çok şükür canımız sevdiklerimiz sağ derdi. Belki de onun en büyük imtihanı buydu. Doğumdan sonrası daha zordu. Çünkü yanında kimsesi yoktu. Ben olmadığım her dakika ağladığına eminim. Hala acılarla geçiyor günümüz hala zor geliyor. Bende çok severdim kayinvalidem kayinbabam melek gibi insanlardi. Beni kızlarından ayırdıkları tek bir nokta bile olmazdı. Kayinvalidem beni benden önce düşünürdü. Kayinbabam beni överdi severdi iyi ki almışız seni derdi. Çok özledim çok. Kayınvalidem annem gibiydi, burnumda tütüyor... Çok kısa sürdü beraberliğimiz. Bu kısa sürede bile ben çok bağlanmışım. Diyorum ki ben bu kadar kabullenmekte güçlük çekiyorsam üzülüyorsam eşim ne yaşıyor. Onu tek ayakta tutan şey cennette kavuşmak, inşallah şehitler diyoruz dua ediyoruz. Antakyadayız şimdi eşim ve ben, akrabalar var ama yine de yalnız hissediyoruz. Onu çok seviyorum ve böyle acı çekmesi beni çok üzüyor. Kayınvalidemlerin vefatına üzülüyorum eşimin bundan ötürü acı çekmesine daha çok üzülüyorum. Ve biliyorum bu acı hiç dinmeyecek, bu yangın sönmeyecek. Yaşayabileceğimiz en güzel anlar bile tat vermiyor ve yıllarımız da böyle geçip gidecek gibi...
Diyeceğim o ki, siz siz olun elinizdeki en ufak şeyin bile kıymetini bilin. Kaybetmeden anlamaz insanoğlu biliyorum ama üzülüyorum kayınvalideyi kötüleyen postları gördükçe. Tamam illaki her kayinvalide benim annem gibi melek olamaz ama hiç olmamasından iyidir gibi geliyor. Hayat kısa, bir gün uyursun ertesi sabah uyandığında canından can gitmiş herşeyin dağılmış yıkılmış... Bilemezsiniz gerçekten. Bir sıkıntı yaşarken bunu düşünün. Ya böyle olsaydı diye, emin olun o an ki sıkıntınız bunun yanında hafif kalacak. Allah anne baba kardeş acısı yaşayan kardeşlerimize sabır versin.