“Allah, evlatlıklarınızı oğullarınız gibi tutmanızı meşru kılmadı. Bunlar, sizin dillerinize doladığınız boş sözlerdir. Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola O eriştirir. Onları (evlat edindiklerinizi) babalarına nisbet ederek çağırın. Allah yanında en doğrusu budur. Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız, bu takdirde onları din kardeşleriniz ve görüp gözettiğiniz kimseler olarak kabul edin. Yanılarak yaptıklarınızda size vebal yoktur.” (Ahzab, 33/4-5)
İşte bu âyet-i kerime ile evlatklık âdeti kaldırılmış oldu. Meşru olmayan bu âdet haram kılındı. Çünkü evlatlıkla ne hakiki bir evlat olunur ne de evlatlık edinen kişi gerçek bir baba olur.
Bu yasaklama ve “Sen benim oğlumsun.” demekle hiçbir çocuğun gerçek bir evlat olmadığı hususunda Peygamberimize Allah’ın emirleri bildirildi. Evlatlığın boşadığı hanımın “babalık” tarafından nikâhlanmasının meşru sayıldığı açıklandı. (Ahzab, 33/37)
Evlatlık müessesesinde şu mahzurlar bulunduğu için dinimizde yasaklanmıştır. Önce meşru olmayan bir yolla başkasının çocuğunu kendi evlâdı yerine getirerek, haksız ve sahte bir muamele yapılmaktadır. Yabancı bir çocuğu evlat kabul etmek fıtratı değiştirmektir. Mukaddes olan nesil meselesini tahrif etmek, çocuğun asıl ana babasının unutulmasına sebep olmaktır.
İkinci olarak, bu çocuk büyüyünce aile içerisinde mahremiyet hususlarına riayet edilmeyecektir. Tesettür, bakma ve temas gibi durumlara uyulmayacaktır. Oğlansa ailenin bütün kadınlarıyla bir arada bulunacak, kızsa ailenin bütün erkekleriyle birlikte yaşayacaktır. Halbuki, ister kız olsun ister oğlan; evin hanımı annesi olmadığı gibi, o ailenin akrabası da evlatlığın ailesi sayılmaz, bir yabancıdan farksızdır. Bunlar büyüyünce aile içinde bulundukları müddetçe devamlı haramla yüz yüze bulunacaklardır.