Bebeğim ... günlük. Emziriyorum. Memede uyuyor, yerine koyunca uyanıyor."diyenler burada mı? Doğana dek 7/24 sizinleydi. Üzerinden sadece günler geçti bu tek vücut durumun. Şimdi annesinden ayrılıp dünyaya gurbete düştü. Her sey kocaman. O cok küçük. Sizin içinizdeyken duymaya alıştığı kalp sesini ister. Sizin kokunuz ve sesiniz dışında neyi tanıyor ki? Üstelik ömründe en hızlı büyüyeceği dönem de ilk 3 aylık dönem değil mi?
Alın koynunuza bir sağ, bir sol; yine sağ, yine sol... çevire çevire emzirin. Emzirmek sadece karın doyurmaya yaramaz. Ruhu da doyurur. Güven duygusunu doyuracak tek sey annesinin koynunda olması. (Bebeğiniz emmiyor bile olsa koynunuzda, kokunuzda tutun.)
Hayal etsenize rahminizde,o sıkışık yerde sarılıp sarmalandığı ılık sıvı yok şu an. O karanlik ortam yok. Sesler var tanımadığı, parlak ışıklar var. Her tutan istediği gibi alıyor kucağına. Sizi sizden kat kat büyük insanların kucakladığını düşünün.
Annesi, ilk aylar böyle... Bebe kendine güveni gelişene ve dunyayi tanımaya başlayana dek annesinin koynunda olmak ister. Elbet 9 ay boyu alıştığı kucaktan bir anda ayrılmak istemez. Düşünsenize, biz koca koca yetişkinler olarak bir düğüne bile gitsek tanıdıklarla aynı masada oturmak isteriz. Daha hic tanımadığı şu renkli, gürültülü dünyada sizin koynunuzda olma isteğinden daha doğal ne olabilir ki?
Hangimiz sonsuza kadar yapışık kaldık annemize? Cok değil bir yıl sonra peşinden koşuyor olacaksiniz. Beş dakika kucağıma alayım dediğinizde "Oof anneee çok sıcak!" deyiverecek. Şimdi hayal gibi ama... Inanin hep böyle olmayacak. Unutmayın: "Günler uzun ama yıllar kısa."