Köy hayatı bi süre sonra sıkıyo... İmkanlar kısıtlı. Canının istediği bişeye hemen ulaşamıyosun. Çocuklar sokaktan eve girmek istemiyolar. Nezaketi çok bilmiyolar. Komşular çat kapı geliyolar. Evdemisin müsaitmisin asla yok. Bunlar ilk zamanlar iyi hoş geliyo sonra bıkıyosun devamlı aynı kişileri görmekten ,hizmet etmekten. Köyde okul olsa bile rakabet yok. 10-15 öğrenci ancak oluyo sınıflarda. Özel okul gibi olur ne güzel diye düşünmeyin asla. Öyle bişey yok. Şehirdeki çocuklarla sınava girince sınıfın en çalışkanı bile geride kalıyor. Sonra kurslara etkinliklere götüremiyosun. En basiti dershaneler vardı benim zamanım da köyden gidip gelmek işkence gibi oluyodu. Sabah tüm arkadaşların uykusunu alıp geliyoken sen onlardan 2 saat önce kalkıp otobüse yetişmek zorundasın gidebilmek için. Artık çoğu kişi eğitim ve çocuklarının geleceği için kente taşınıyo. Kentten köye 40 yaşından sonra geliyo insanlar.
Hayvancılıkla uğraşanların eli ayağı bağlı oluyo hep. Akşam üzeri bi yere gitmek istiyosun ancak sağım,bakım işi bitecek, saat olcak 7-8. O saatten sonra gidebilirsen git. Düğünmüş,bayrammış,tatilmiş hepsi yalan oluyo. Gel sana hiçbir iş yaptırmıcaz diyenlere asla inanma. Kocanın işi o tabi yardım etceksin diyenler çok olcak etrafında. Zaten yardım etmezsen batarsın millete.
Böyle birçok konu var daha sayamadığım. Köy hayatı çok büyük bi şanssızlıktır