Tartışmak için açmadım. Yazdığım her şeye dalga geçerek cevap veriliyor. Diyorum ki ayrılıkta bunalıma girip 400 kitap okudum, verdiği cevap şu "400 kitap okuyan birisi betimlemelere dikkat eder" diyor. Ben, "400 kitap yazdım" demedim. Birisi yazmış "kocana Allah sabır versin çok konuşuyorsun" beni gerçekte ne kadar tanıyorsun? Sadece içimi dökmek için yazdığım uzun bir yazıyı çok konuşmaya nasıl yordun mesela? Bazıları inanmak istemediği için çocuklarımın ölüsünü öpeyim dedim. Ettiğim yemin çok büyük ben bugüne kadar asla çocuklarımı bırakın yemin etmiş birisi bile değilim. Çocuklarımı katıyor isem demek ki doğru olduğu içindir. Bana birilerinin inanmasına ihtiyacım var. Konuşacak, paylaşacak, aktaracak birileri yok hayatımda. Ben ilk eşimi yazmışım yazımı okumadan, "böyle biriyle hala nasıl evlisin" diyenler bile oldu. Oku baştan sona öyle gel. Eğer uzun geliyorsa yazım o zaman okuma ve çık postumdan. Dahası "dedemin kapısında kaldım" yazdım bizim burda öyle derler ev demek anlamın da kullanılıyor. Mesela babamın kapısında kaldım annemin kapısında kaldım gibi. Buna bile takılan olmuş. Farklıyım evet düşünce tarzım, insanlara bakış açım farklı. Mesela ben vicdansız olup birinin kalbini kırmayı beceremem. Ve kırık bir insan olduğum için de kalbimin kırılmasını istemem. Sen belki burayı takmıyorsun ama ben çok takıyorum. Allah bile firavunla konuşurken kötü söz söylemeyin demiş. Sen tutmuş sana zararı olmayan bir insanın durup dururken kalbini kırıyorsun. Tabikide beddua etmek benim hakkım benim kimsem olmasa bile yukarıda bir Allah'ım var. Beni duyan, gören, gözetleyen. Bu kadar zor olmamalı insan olmak.